Vampirleri Bu Denli Gerçek Kılan Nedir?
Kiliseyi ve Hıristiyanlığı eleştiren,filozof ve düşünür,Avrupalı ünlü aydın Voltaire, 18.Yüzyılı aydınlanmacı ortamında "Felsefe Sözlüğü" adlı eserinde demiştir ki "Vampirler en iyi kanıtlanmış batıl inançlardır." Bu vampir inancını gerçekçi hale getiren şey nedir?
Çoğu araştırmacıya göre bu inancın çıkış sebebi "Erythropoietic Porphyria" adlı bir hastalıktan ileri gelmektedir. Peki bu hastalık nasıl bir şeydir ki vampir söylencelerine kaynaklık etsin? Ortaçağ'da, özellikle Doğu Avrupa'da soylu aileler arasında akraba evlilikleri yaygındı.Bu hastalık akraba evliliği sonucu oluşan genetik bir hastalıktır.Bu hastalığa yakalananların bedeni aşırı derecede porfirin salgılar.Bu madde fazla salgılanınca deride,gözlerde ve dişlerde aşırı kızarıklığa,üst dudağın yukarı doğru çekilmesine ve ışığa maruz kalındığında deri üzerinde çatlak ve kanamalara yol açan bir hastalıktır.
Eski zamanlarda bu hastalar bu yüzden gündüz dışarıya çıkmasınlar diye odalarına kilitlenirlermiş. Kaybettiği kanıda yerine koymaları için bol bol hayvan kanı içirirlermiş. Bunlar ancak geceleri sokağa çıkabiliyordu.Hastalığın ileri süren safhalarında manik-depresif ataklara rastlanıyordu. İngiltere kralı 3.George da bu hastalığın muzdariplerindendi. Pek çok insan bu yüzden onun delirdiğini sanıyordu.Bunun dışında birde "hirsutizm" adıyla anılan hormon eksikliği sonucu çıkan bir hastalık vardı.Buda aşırı tüylenmeye gözlerde ışığa karşı aşırı duyarlılığa sebep oluyordu.
Anlaşılan kilisenin baskısıyla ve bilgisizlikle debelenen orta çağ insanı, bu hastalıkları ve hastaları şeytanın işi sanmış ve bu durum vampir efsanelerinin, gerçek sanılmasına yol açmıştır. Cahil Ortaçağ insanları, hastalar ölünce korkunç yaratıklara dönüşeceklerine inanmış ve onları yerleşim birimlerinden uzak yerlere gömmüşler ve bunu yaparken kafalarını kesip, kalkmasınlar diye göğüslerine kazık saplarlarmış. Bu inanç bir Kelt ritüelidir. Ölen hastaların genelde ölmediğine inanılır, geri kurt olarak dönecekleri sanılırdı. Neden kurt? Çünkü kurt Avrupa folklarındaki ve masallarındaki en uğursuz ve korkunç hayvandır.Kırmızı Başlıklı Kız,Yedi Keçi Yavrusu,Üç Küçük Domuz masalı buna örnektir.Kültürler değiştikçe karanlık hayvanlarda değişir.Laponlara göre ren geyikleri,Afrika yerlilerinde gündüz zombi,gece leopar adam olan "wengwa"lar, Farslılar'da baykuşlar ve örümcekler (ör."Perdedari miküned der kasrı kayser ankebut, bum nevbet mizened ber tarımı afrasiyab" yani anlamı "Kayserin sarayında örümcek kapıcılık etmede, Afrasiyabın harabelerinde baykuş nöbetini tutmada" manasına gelen Farsça beyit.), Türklerde yılan ve akrep, Eski Mısr toplumunda deve v.s, Örnekler böyle çoğaltılabilir.
Bu inanışın üç büyük dinde, kan içmenin ve insan eti yemenin günah olduğu biçimiyle yansıması da, bu inancın ne denli yaygın olduğunu ve gerçekçiliğini kanıtlar.